*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle
Türk Edebiyatı, tarihi gelişimi içinde pek çok farklı yönü barındıran bir disiplindir. Türk edebiyatının tarihi, Türklerin yazılı kültüre geçme sürecine kadar uzanır. Bu geçişin en eski örnekleri, Orhun Yazıtları olarak bilinir.
İlk Türk edebi eserleri, genellikle sözlü gelenek içinde oluşmuştur. Sözlü gelenekte ortaya çıkan epik ve lirik şiirler, Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bunlar arasında Attila’nın Destanı, Şu Kök Türk Kağanı Destanı, Oğuz Kağan Destanı, Geçtiğimiz Günlere Ait Hatıralar ve Destan Tevfik Fikret’in İstanbul’un Fethi ve Haluk’un Şikayeti gibi şiirler yer almaktadır.
Yazılı edebiyatın başlangıcı ise 13. yüzyılın sonlarına doğru karşımıza çıkar. Bu dönemde ülkemizde İslam'ın yayılması ile birlikte, Türkler arasında Arapça ve Farsça dilleri yaygınlaşmıştır ve Türkçenin Arapça ve Farsça öğelerle zenginleştirilmesi yavaş yavaş başlamıştır. Şâhaname-i Türkî de bu dönemde yazılmış bir eserdir.
15. yüzyılın başlarında Türk edebiyatı, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ile birlikte yeni bir olgunluk düzeyine ulaşır. Osmanlı Devleti'nin hükümdarları, sanatçıları kendilerine bağlı tutup sanatın gelişmesine destek oldular. Şeyhî, Ali Şîr Nevâî, Ahmedi, Fuzuli, Baki, Nefi, Nedim, Şemseddin Sami, Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Akif Ersoy gibi önemli isimler, Osmanlı edebiyat tarihinde yerlerini alır.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk edebiyatı, daha sert bir üslup benimsemiştir. Tanzimat dönemi ile birlikte Türk edebiyatı, Batı edebiyatı ile tanışmış ve bu etkileşim sonrasında modernleşme hareketine girmiştir. Bu dönemde, genel olarak Batı tarzına yakın bir anlayış benimsendiği gibi, edebi üslupta da Batı'ya özgü bazı ögeler kullanıldı. Bu dönemdeki yazarlar arasında Namık Kemal, Şinasi, Ahmet Mithat, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil ve Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi isimler yer alır.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türk edebiyatında da büyük bir değişim yaşanmıştır. Kemalist düşünce sistemi, edebi yazıların ideolojik açıdan şekillenmesine yönelik bir çalışma sergilemiştir. Bu dönemde, özellikle Milli Edebiyat akımı, Milli Mücadele'nin simgesi olmuştur. Milli Edebiyat akımının en önemli temsilcileri arasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Peyami Safa yer almaktadır.
Türk edebiyatı, günümüzde de önemini korumaktadır. Geleneksel edebiyat ile modern edebiyat arasında bir sentez yakalanmaya çalışılmaktadır. Edebiyatımızın önemli eserleri arasında Orhan Pamuk’un Kara Kitap, Eliaçın Yenilgi, Ahmet Altan’ın Kılıç Yarası Gibi, Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak, Yaşar Kemal’in İnce Memed serisi, Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları, Enver Gökçe’nin Eski Şiirlerimize Yeni Bir Bakış kitapları sayılabilir.
Sonuç olarak, Türk edebiyatının tarihi gelişimi, Türk kültürü içindeki farklı dönemlerin yansımasıdır. Geleneksel edebiyatın yanı sıra modern edebiyatın da varlığı ile Türk edebiyatı, kendine özgü bir yere sahiptir. Edebiyat, Türk dilinin gelişimine de etki etmiş ve ülkemizin kültürel birikiminin temel taşlarından biri olmuştur.
Türk Edebiyatı, tarihi gelişimi içinde pek çok farklı yönü barındıran bir disiplindir. Türk edebiyatının tarihi, Türklerin yazılı kültüre geçme sürecine kadar uzanır. Bu geçişin en eski örnekleri, Orhun Yazıtları olarak bilinir.
İlk Türk edebi eserleri, genellikle sözlü gelenek içinde oluşmuştur. Sözlü gelenekte ortaya çıkan epik ve lirik şiirler, Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bunlar arasında Attila’nın Destanı, Şu Kök Türk Kağanı Destanı, Oğuz Kağan Destanı, Geçtiğimiz Günlere Ait Hatıralar ve Destan Tevfik Fikret’in İstanbul’un Fethi ve Haluk’un Şikayeti gibi şiirler yer almaktadır.
Yazılı edebiyatın başlangıcı ise 13. yüzyılın sonlarına doğru karşımıza çıkar. Bu dönemde ülkemizde İslam'ın yayılması ile birlikte, Türkler arasında Arapça ve Farsça dilleri yaygınlaşmıştır ve Türkçenin Arapça ve Farsça öğelerle zenginleştirilmesi yavaş yavaş başlamıştır. Şâhaname-i Türkî de bu dönemde yazılmış bir eserdir.
15. yüzyılın başlarında Türk edebiyatı, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ile birlikte yeni bir olgunluk düzeyine ulaşır. Osmanlı Devleti'nin hükümdarları, sanatçıları kendilerine bağlı tutup sanatın gelişmesine destek oldular. Şeyhî, Ali Şîr Nevâî, Ahmedi, Fuzuli, Baki, Nefi, Nedim, Şemseddin Sami, Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Akif Ersoy gibi önemli isimler, Osmanlı edebiyat tarihinde yerlerini alır.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk edebiyatı, daha sert bir üslup benimsemiştir. Tanzimat dönemi ile birlikte Türk edebiyatı, Batı edebiyatı ile tanışmış ve bu etkileşim sonrasında modernleşme hareketine girmiştir. Bu dönemde, genel olarak Batı tarzına yakın bir anlayış benimsendiği gibi, edebi üslupta da Batı'ya özgü bazı ögeler kullanıldı. Bu dönemdeki yazarlar arasında Namık Kemal, Şinasi, Ahmet Mithat, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil ve Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi isimler yer alır.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türk edebiyatında da büyük bir değişim yaşanmıştır. Kemalist düşünce sistemi, edebi yazıların ideolojik açıdan şekillenmesine yönelik bir çalışma sergilemiştir. Bu dönemde, özellikle Milli Edebiyat akımı, Milli Mücadele'nin simgesi olmuştur. Milli Edebiyat akımının en önemli temsilcileri arasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Peyami Safa yer almaktadır.
Türk edebiyatı, günümüzde de önemini korumaktadır. Geleneksel edebiyat ile modern edebiyat arasında bir sentez yakalanmaya çalışılmaktadır. Edebiyatımızın önemli eserleri arasında Orhan Pamuk’un Kara Kitap, Eliaçın Yenilgi, Ahmet Altan’ın Kılıç Yarası Gibi, Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak, Yaşar Kemal’in İnce Memed serisi, Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları, Enver Gökçe’nin Eski Şiirlerimize Yeni Bir Bakış kitapları sayılabilir.
Sonuç olarak, Türk edebiyatının tarihi gelişimi, Türk kültürü içindeki farklı dönemlerin yansımasıdır. Geleneksel edebiyatın yanı sıra modern edebiyatın da varlığı ile Türk edebiyatı, kendine özgü bir yere sahiptir. Edebiyat, Türk dilinin gelişimine de etki etmiş ve ülkemizin kültürel birikiminin temel taşlarından biri olmuştur.
Sınırsız Menü, Sınırsız Yemek, SSL Sertifikası, Full Mobil Uyumlu, Full SEO Uyumlu
ve Daha bir çok özellik. Bugün kullanmaya başlayın.