Cennetten Kovulmuş İnsanlar, John Steinbeck’in en popüler romanlarından birisidir ve Kurmaca ve Gerçekçilik arasında bir denge kurma açısından oldukça önemlidir. Romanın öyküsü, Joad ailesinin Oklahoma’da yaşadıkları zorlu koşullar nedeniyle California’ya göç etme mücadelesini anlatır. Roman, gerçekçi bir dille yazılsa da, Steinbeck’in kurmaca unsurlarını da yoğun bir şekilde kullandığı bir yapıyı gösterir.
Romanın en önemli örneklerinden birisi Tom Joad karakteridir. Tom, uğruna mücadele edebileceği bir şeyi kaybetmiş bir adamdır. Ailesinin ve kendisinin halihazırda zor durumda olmasına rağmen, işçi sınıfına öncülük etmek için mücadeleye atılır. Tom, romanın sonuna doğru, adaletsizliğe karşı verdiği mücadele nedeniyle hapse atılır ve öldürülür. Tom’un öyküsü, romanın gerçekçi yönünü desteklerken, kurmaca unsurları sayesinde okuyucuların duygusal bir bağ kurmasına da yardımcı olur.
Romanın Casy karakteri de Steinbeck’in bu dengeyi sağlamadaki mükemmel örneklerinden birisidir. Casy, otuz yıllık bir rahiptir ve işsizliğin hüküm sürdüğü ABD’de felsefi düşüncelerini yoksullara ve işçilere aktarır. Casy, Joad ailesine yardım eder ve Tom tarafından öldürülür. Casy karakteri, romanda gerçekçi bir insan figürü olarak yer alırken, aynı zamanda okuyucuların Casy’nin düşüncelerine de katılmasına imkan tanır.
Steinbeck, ayrıca romanında gerçekleştirilen göç teması ile de Kurmaca ve Gerçekçilik arasında bir denge kurar. ABD tarihinin en büyük göç hareketi olan Dust Bowl sırasındaki göç, zor koşulların neden olduğu bir gerçektir. Steinbeck, Joad ailesinin öyküsüyle gerçekliği anlatırken, aynı zamanda onların hayatta kalma mücadelesine odaklanarak, okuyucuların duygusal bir bağ kurmasına yardımcı olur.
Sonuç olarak, John Steinbeck’in Cennetten Kovulmuş İnsanlar romanı, Kurmaca ve Gerçekçilik arasında mükemmel bir denge kurar. Steinbeck, gerçek koşulları anlatırken, kurgusal ögeler kullanır ve okuyucuların duygusal bir bağ kurmasını sağlar. Tom ve Casy karakterleri, gerçekçi bir şekilde tasvir edilen, ancak aynı zamanda kurgusal öğelerle de desteklenen figürlerdir. Romanın göç teması da gerçekliği anlatırken, duygusal bir bağ kurulmasına yardımcı olur ve bu da okuyucuları daha etkili bir şekilde etkiler.